İnternet uygulamalarının ticaretten, eğitime, bankacılıktan sağlık hizmetlerine kadar yaygınlaşması, sosyal paylaşım ağlarının günlük hayatta çok fazla kişi tarafından kullanılması ve buna bağlı olarak fotoğraf ve video paylaşımlarının artması büyük veri yığınlarının yönetilmesini gereklikılmaktadır. Günümüzde her işletme, her kurum ürettiği verileri yönetmek üzere veri merkezlerine ihtiyaç duymaktadır.
Bunların başında devlet kurumları, eğitim kurumları, telekomünikasyon şirketleri, finans kurumları, sağlık kurumları, perakendeciler, Google ve Facebook gibi bilgi ve sosyal ağ hizmetleri sunan şirketler yer almaktadır. Bu kurumlardan bazıları veri merkezlerini kendi bünyelerinde oluştururken bazıları da farklı bir organizasyondahilinde yapılandırılan ve sunucu barındırma ve kiralama hizmeti veren özel veri merkezlerinden ve umuma açık bulut bilişim hizmetlerindenyararlanmaktadırlar. Veri merkezleri verdikleri hizmete ve hedef kullanıcılarına göre dört ayrı kategoride değerlendirilebilir:
- Halka açık bulut sistemleri (İş tanımları gereği kamuya hizmet verenler; Yahoo, Google vb.)
- Bilimsel hesaplama merkezleri (Ulusal laboratuvarlar, araştırma merkezleri vb. kurumların bünyesinde yer alanlar)
- Ortak yerleşim veri merkezleri (Veri merkezi sahibi olmayan diğer kullanıcılara ve kuruluşlara hizmet sunanlar; SAP-HANA, Amazon vb.)
- Kurum içi veri merkezleri (Kurum tarafından kurulan, yönetilen ve kendi içinde hizmet sunanlar)
Son yıllarda uzaktan erişim ve saklama kolaylığı sağlamasından ve yatırım maliyetlerini azaltması bakımından kuruluşlar verilerini sunucu veya bulut hizmetleri veren merkezlere taşımayı tercih etmektedirler. Bu tip veri merkezleri özellikle firmalara sağladıkları saklama alanı, ekipman, donanım ve sunucu kiralama hizmeti ile orta ölçekte bilişim teknolojisi kullanan firmalar arasında yaygınlaşmaya başlamıştır.